8 Eylül 2013 Pazar

Vodafone Avrasya Maratonu - 11.11.2012


Yazıyı yazarken isminde tereddüt ettiğim bu maraton, Runtalya ile beraber, benim gibi uzun mesafe koşu sporu ile ilgilenenlerin merakla beklediği önemli bir faaliyet. 
Bu sene gayet sıcak bir havada gerçekleşen maratondan önce Maraton Fuarına gittim. İşaretlemelerin yetersizliği sebebiyle tüm katılımcıların birbirini takip etmeye gayret ediyordu. Bunlardan biri de doğal olarak bendim. Ben birilerini takip ettiğimi düşünürken bir de baktım ki kuyruğun başında ben varım. Allahtan merdiven beni doğru yere götürdü aksi halde arkamdakiler çok kızacaktı. Fuar alanı, yurtdışındaki örneklerini andırıyordu.

Aslında bu işaretleme sorunu sadece maraton alanı ile ilgili değil. Bu yıl da, geçen yıllarda olduğu gibi Sultan Ahmet civarında konakladım ve yine oteli bulamadım. Sadece ben mi kayboldum diye düşünürken, yarışı tamamlayan bir çok insanın bir başka spor dalına "Oryantiring"e geçtiğini gördüm. Çok rahatladım. Canım hep ben mi kaybolacağım? Birazda yerli ve yabancı turistler otellerini bulmaya çalışsınlar. 

Sanırım sokak tabelalarında bir miktar sorun var.    
 
Aslında Avrasya Maratonu ile ilgili çok da olumsuz birşey söylemek istemiyorum. Bu yarışın 34. kez koşulacak olması ve Altın Lig'e yükselmesi benim gerekçelerim. Ancak bu kadar tecrübeye rağmen karşılaştığım birkaç olumsuz durumu da belirtmeden geçemeyeceğim. 
Bizleri koşunun başlangıç noktasına taşıyacak olan otobüslerin sayısı yetersizdi. Tam sıramızda ilerlemeye çalışırken bir arkadaş fırladı ve "son 10 dakika" diyerek olaya el koydu. Benim dahi anlamamın mümkün olmadığı bu durum karşısında yanımdaki Avusturyalı  koşucular acayip dumur oldular. Biz otobüslere doğru koşarken onlar saf saf sırada bekliyorlardı.

Aslında çok merak ettim: otobüsler vatandaşı almasaydı koşu tersten mi başlayacaktı. Bu durumda "Öz Start" noktasındakiler ile "Çakma Start" noktasından itibaren başlayanlar ortada  buluşurdu. Merak edenler için otobüs kuyruğunun resmi aşağıda... 


Bu sene tuvaletlerin de çok yetersiz olduğunu, büyük bir açıklıkla ifade edebilirim. Bu durumda erkeklerin daha kolay çare ürettiği malumlarınız ancak kadın yarışmacılara da acımak lazım.


Gelelim parkura, parkur aynı parkur, ancak her zamanki gibi çok keyifli.

 
Köprünün üstünden geçiş yine kalabalıktı ancak ne olursa olsun bu manzarayı görmeye değer.
 
Bu sene daha önce görmediğim kadar kötü bir "Bitiş" organizasyonu vardı. İnsanlar birbirinin üzerine yığıldı. Madalyanın da içinde bulunduğu torbanın alınması ayrı bir yarış kıvamındaydı. Umarım bir sonraki yıl yapılacak olan koşuda bu sorunlar yaşanmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder